TED GAZİANTEP KOLEJİ OKUL RADYOSU

1 nisan şakası

ereneren2 ve yigitkoc cart surferde oyniyacaklardı son vagon kalmıştı ereneren2:yigit sen bin gelince ben binerim dedi yigitkoc kabul etti ve arabaya atladı ereneren2 orda oyurmuş arkadaşını bekliyordu sonra mineden bir patlama sesi geldi ereneren2 hızla ayağa kalktı tren raylarından içeri baktı kapkaranlıktı o anda evindeki dolabında hallowen partide aldığı el feneri geldi jetpackyle eve gitti ve el feverini alıp geri geldi jetpackle içeri girmek tehlikeli olabilirdi bu nedenle jetpackını bırakıp içeri girdi biraz ilerledikten sonra yerde bir şeyler gördü el feneriyle bakınca anladı yigitkocun kıyafetleri duruyordu ve yanında 2ye ayrılmış bir cart surfer arabası ereneren2 anladı en iyi arkadaşı ölmüştü epf telofonundan yetkillere haber vermeliydi belki yaşıyordu sonra yandaki tünelden bir cart surfer arabası geldi içinde tüm arkadaşları ve en öndede yigitkoc 1 nisan diy beğırarak geliyordu ama ereneren2yi farketmemişlerdi ışığı görünce o sanıp gelmiş olmalıydılar o anda ereneren2 nin aklına bir fikir geldi yere yattı ve gözlerini kapadı yandaki sağlam cart surfer arabasını kendi üzerinden geçip düşmüş gübü koydu ve arkadaşları gelince çok korktular ereneren2 o anda 1 nisaaaan!!! diyerek bağıdı ve tüm arkadaşları derin bir nefes aldı

1 nisan şakası

ereneren2 ve yigitkoc cart surferde oyniyacaklardı son vagon kalmıştı ereneren2:yigit sen bin gelince ben binerim dedi yigitkoc kabul etti ve arabaya atladı ereneren2 orda oyurmuş arkadaşını bekliyordu sonra mineden bir patlama sesi geldi ereneren2 hızla ayağa kalktı tren raylarından içeri baktı kapkaranlıktı o anda evindeki dolabında hallowen partide aldığı el feneri geldi jetpackyle eve gitti ve el feverini alıp geri geldi jetpackle içeri girmek tehlikeli olabilirdi bu nedenle jetpackını bırakıp içeri girdi biraz ilerledikten sonra yerde bir şeyler gördü el feneriyle bakınca anladı yigitkocun kıyafetleri duruyordu ve yanında 2ye ayrılmış bir cart surfer arabası ereneren2 anladı en iyi arkadaşı ölmüştü epf telofonundan yetkillere haber vermeliydi belki yaşıyordu sonra yandaki tünelden bir cart surfer arabası geldi içinde tüm arkadaşları ve en öndede yigitkoc 1 nisan diy beğırarak geliyordu ama ereneren2yi farketmemişlerdi ışığı görünce o sanıp gelmiş olmalıydılar o anda ereneren2 nin aklına bir fikir geldi yere yattı ve gözlerini kapadı yandaki sağlam cart surfer arabasını kendi üzerinden geçip düşmüş gübü koydu ve arkadaşları gelince çok korktular ereneren2 o anda 1 nisaaaan!!! diyerek bağıdı ve tüm arkadaşları derin bir nefes aldı

Oyun Günü (1.Bölüm: Katılış)

Ata 2001'in spora çok ilgisi vardı. Arada sırada sahaya gidip buz hokeyi oynardı. Bir gün yine sahada buz hokeyi oynarken kırmızı-sarı kravatlı cowboy şapkalı bir adam belirdi. Birden yanıma gelip:
-Sen iyi bir buz hokeyi oyuncususun! Sana kartımı vereyim, belki "Oyun Günü"ne katılırsın!
-Oyun günü mü? dedi Ata 2001.
-Evet! Her yıl Yaz tatillerinde yapılır! dedi adam.
-Bu "Oyun Günü"nde ne yapılır bayım?
-Koşu yarışları, dans yarışmaları, BUZ HOKEYİ ve daha binlerce oyun!
-Tabii ki gelirim!
-Ama oralara müfettiş geldiğinde çok başarılı ol!
-Nasıl isterseniz! dedi Ata 2001
 Ertesi gün herkes işinden çıkmış, güneşleniyordu. Onca çalışmanın payını almışlardı. Pazartesi sendromu, çok sıkı çalışmanın yerini 90 günlük güzel bir tatil almıştı. Çok rahattık. Aunt Arctic hariç... Oyun Günü için gazete yazıyordu. Gary süslemeleri yapıyordu. Bu yaz pek fazla işi yoktu. Adanın en azılı suçluları Oreo, Herbert ve Klutzy bile Club Penguin Adasını yok etmeyi bırakıp, tatilin tadını çıkarıyorlardı. Bu yaz şahane olacak gibi gözüküyordu. Herkes mutluydu. Oyun Günü yaklaşıyordu. Aunt Arctic gazeteyi bitirmek üzereydi. Gary bütün işlerini bitirip üniformasını çıkardıktan sonra güneşlendi. Ama güneşlendiğinde bir şeyi unutuyordu; GÜNEŞ KREMİ!
Gary eve geldiğinde sırtını tutup, "AH, AH!" diye bağırıyordu.
-Güneş kremi sürmezsen böyle olur! dedi Ata 2001. Herkes güldü.
O an gelmişti. Herkes işini bitirince Oyun Günü'nü izlemeye gittiler. Benim maçıma daha çok vardı ama. Sonradan plan değişti. Koşu Yarışı'na katılacaktım. Benim Koşu Yarışı'mın zamanı gelene kadar yaz tatilinin keyfini yaşadım. Arkadaşlarım yurt dışından buraya gelmişlerdi. Bir tanesini tanımıyordum. Tanıştık. Adı Crisdog93'müş. İyi birisine benziyordu. Ama koşuda çok iyiydi. Bu benim için sorun olabilirdi ama bu yarış. Kazanmakta var, kaybetmekte...
 Koşu yarışları başlamıştı. Buz hokeyine gelince bizim takım yenilmiş. Buna çok üzüldüm. Sıra bana geldiğinde herkes "Hadi Ata 2001, Hadi!" diye bağırıyorlardı. Seyircilerin tezahüratlarıyla içime enerji geldi. yeneceğime emindim. Ama 1.turda tulumla kütüğün üstünden atlayamadığım için yere düştüm. Crisdog önüme geçti. 2.likle bitirdim. Her şey 2.tura bağlıydı. Benden 1 puan önde olsa da hala bir şansım vardı. Koşu 3 tur sürecekti. Eğer berabere kalırsak ödülleri paylaştıracaklardı. Ödül 1.000 Penguen Parası'ydı. Ama bir kişiye 1.000 Penguen Parası vermek yerine ikimize birer 500 Penguen Parası verirlerdi. Berabere kalmak istemiyorum onun için. Her neyse. 2.tur Crisdog tam ağacın çevresinde dolanacaktı ki, taşa takıldı.
2.turda ben kazandım. Şimdi 3.tur. En zor ve en heyecanlı tur buydu. Artık bu iş ölüm-kalım meselesi olduğu için çok ciddiye alıyorum bu turu...
 Her tarafta kütük, ıslak yerler ve taşlar vardı. 3. turu iyi hazırlamışlardı. Düdük sesi duyulunca hemen koşmaya başladım. Başlangıç pek iyi değildi ama, sonra neyin nerede olduğunu ezberledim. Kütüklere bakmadan üstünden atlıyordum artık. Bir ara verdiler. Boğazım çok kurumuştu. Kan ter içinde kaldım. O kadar susamıştım ki, nerdeyse verdikleri su şişesini yiyecektim. Koşu kaldığı yerden devam etti. Yaşasın! bu turu da ben kazanınca 1.000 Penguen Parası'nı ben almıştım. Ama hak etmiştim. Çok yorulmuştum. Yinede sonraki hafta için çalışmaya devam ettim. Crisdog yanıma geldi. Bana nefretli gözlerle bakıyordu. Bu beni çok üzmüştü. Ben onunla arkadaş olmak istiyordum. Ama ben kazandığım için bana sinirlenmişti biraz.
 Sonraki koşuda bakalım neler olacak...
 Devam Edecek...

Bir Penguen Öyküsü (Mini hikayeler:1.Bölüm)

Johny, her zamanki gibi eski şapkası ve yırtık ceketini giyip sokakta yürümeye başladı. Bugün daha sakindi ortalık. Yine bay Tekgöz'ün yanına gidip, dükkanından malzemelerini alacaktı. Tekgöz'e adını bir gözünü küçüklüğünde tek gözünü kaybettiği için verilmişti. Johny, malzemelerini aldıktan sonra iş yerine gitti. Bugün iş yeri
biraz daha yoğun çalışıyordu. Ceketini ve şapkasını asıp, iş kıyafetlerini giyindi. Bay David:
-Hoşgeldin! Bugün biraz daha iş çıktı. Diğerlerine mesailerini çabuk bitireceğime söz vermiştim. Bütün iş sana kalıyor.
Johny:
-Asla olmaz! Bu kadar işe 24 saat yetmez!
-Bugün Çin'den büyük patronum Guo Ming-Shia gelecek. Eğer bizim başarımızdan etkilenmezse mahvolurum! Ne olur bana yardım et!
-Ben Çin'e gidip orada neler oluyor öğreneceğim! Eğer doğru değilse seni şikayet ederim!

Ata 2001 Dünyayı Geziyor! 4. Bölüm: İspanya-3

Yesil Z, adama biraz ilerledi. Adama tam bir şey diyecekken:
-Şşşşt! Benim kim olduğumu asla bilme!
 Yesil Z, gölgelerin sonuna gidince ağzı açıkta kaldı. Tahmin edin, bu kim? Bu DIRECTOR!
-Di-di-di-di..... Director!
 Arkasından Jet Pack Guy ve Rookie belirdi. Ardından Yarr ve Puffle Handler!
Gary:
-HAHAHAHAHAHA! Ay! Nasıl buna kanarsın! HAHAHA! Partiye hoşgeldin!
-Neler oluyor?
-Artık Club Penguin'in gizemi kalmadı! Ayrıca bu 10 yıl ve diğer maceralar şakaydı!
-Y-Yani Fd Pengu yaralanmadı mı?
Puffle Handler:
-Şaka yapmayı kes! Asıl şaka Ata 2001'e!
-Asıl şaka Ata 2001'e mi?
Ardından  Ata 2001:
-Asıl şaka bana mı? Bu bir şaka mı? Ahh! Burda neler oluyor!
Gary:
-Günaydın! Asıl şaka ikinize! Ve bu bir şaka değil!
Herkes:
-Ne!
Ve arkalarından ünlüler belirdi. Bakalım kimler gelmiş! Kurt Angle, Sonic X, Gizmo, Screenhog, Billybob, Happy77, Saraapril, Cena12121, Mimo 777 ve Monchocho belirdi. Ve herkes:
BU GÜN HER ŞEY PARTİSİ!
Devam  Edecek...

Ata 2001 Dünyayı Geziyor! 3. Bölüm: İspanya-2

Berdan1 içinden; Anlayamıyorum... Yesil Z, çok iyi birisiyken nasıl bu kadar kötü olabilir?
 Bir kaç gün sonra Ata 2001 ve Fd Pengu hastaneden gitmişlerdi. Ama Yesil Z'yi bulmak için EPF ajanları her tarafı gözetliyorlardı. Yesil Z nasıl acaba?
 Yesil Z,  Jet Pack'leriyle epeyi yol gitmişti. İspanya'da mola vermek için Coffe'ye gitmiş. Ardından Dance Club'ta biraz eğlenmiş. Akşam sokaklarda dolaşırken EPF ajanları onu görmüş ve;
-YAKALAYIN!
 Yesil Z, hızla koşmaya başlamış.Silahını çıkarmış. EPF ajanları da koşarken arkadan bir ses gelmiş.
-Ahh!
Yesil Z, neyse ki ajanın bacağından vurmuştu. Yesil Z, koşarken taşa takılıp düştü. EPF ajanları hemen Yesil        Z'yi  
kaldırıp, hapishaneye götürmüş. Diğerleri hapishaneyi ziyaret edip;
Berdan1;
-Neden yaptın bunları! Eğer bunları yapmayıp, düzgünce itiraf etseydin bunlar olmayacaktı! Bak! Franky! O gün Fd Pengu'yu öldü sandı! Rüyasında kanla yazılı "ÖLÜM!" yazısı görmüş! Happy77 ve Billybob geldiğinde onları zor atlattık! Cadence'yi atlatamadık! Cadence zor sakinleşti!
 Bir sessizlik oluştu. Yesil Z arkasını dönüp, onlara küfür yağdırdı. Ve;
-Artık arkadaşlığımız bitti! Şimdi defolup gidin!
 Yesil Z ağladı. Ama belli etmedi. Köşeye oturup yaptıklarını düşündü. Artık yanlızdı...
             10 yıl sonra...
Yesil Z, hapishaneden çıkıyordu. Uzun zamandır güneşi görmemişti. Güneş yüzüne vurdu ve gözünü kıstı. Evi de artık yoktu. Mahkemede evinin alınacağına karar vermişlerdi. Sokaklarda gezinirken iyice sıcakladı. Ona ateş bastı. Ve bir anda dumanların sonunda bir adam belirdi...
Devam Edecek...

Ata 2001 Dünyayı Geziyor! 2. Bölüm: İspanya

En son onlar çok kötü bir duruma düşmüştü. Bakalım şimdi ne yapacaklar... Ehm...
Yesil Z, Stompin' Bob'a biraz üst kata çıkıp hava almasını söyledi. Yesil Z, diğerlerine:
-Çabuk, gelin! Hadi!
Fd Pengu:
-Ne oldu?
-Hemen burdan kaçmamız lazım!
-Acele etme! Eğer kaçtığımızı anlarlarsa ne yaparız?
 Ama Yesil Z öyle korkuyordu ki... Fd Pengu'nun bacaklarından tutup merdivenlerden sürüklemeye başladı.
Fd Pengu:
Ahh! Ay! Amanın! Napıyorsun!
Yesil Z, Fd Pengu'nun söylediklerini duymamazlıktan geldi. Beacon'a geldiklerinde;
-Hey! Diğerleri ne olacak?
-Onları boşver...
-Ama... sözünü bitirmeden;
-AZCIK SUSAR MISIN! Ne yapacağımızı düşünmeye çalışıyorum! Şimdi şu Jet Pack'lerini giy ve uç!
-Ama bunun benzini yok!
-O zaman kendin uç! dedi ve Fd Pengu'yu iteledi.
Yesil Z, Fd Pengu'yu kanlar içinde görünce, ne yapacağını bilemedi. Hiç ibr şey olmamış gibi davranıp, Jet Pack'lerini giydi ve uzaklara gitti. Bizimkilere dönelim. Herkes Yesil Z'yi ve Fd Pengu'yu aramaya çıkmıştı.
Ata 2001:
-Ben üste bakacağım.
Ata 2001, üste vardığında, aşağıya baktığında, Fd Pengu'yu o halde görünce bayıldı. Herkes Ata 2001'in o halini görünce, bunun sebebinin ne olacağını düşündü. Berdan1 aşağıya baktığında gözlerini kapadı. Ve hemen;
-Çocuklar, şuna bakın!
Aşağıya baktıklarında, hemen merdivenlerden aşağıya indiler.
Berdan1;
-Seriseri95, hemen bir ambulans çağır! Ata 2001 ve Fd Pengu'nun durumu iyi değil!
Seriseri95, telefonundan ambulansı arar. Ambulans geldiğinde, Fd Pengu'yu kaldırıp, ambulansa bindirdiler.
Berdan1, hastaneye geldiklerinde Fd Pengu uyanır.
Berdan1;
-Fd Pengu, iyi misin?
Fd Pengu, "Yesil Z" diye sayıklıyordu.
Berdan1, Ata 2001'in odasına girdiğinde,
-Sen iyi misin?
-Evet... Ahh! Başım hala ağrıyor!
-Seni rahatsız etmeyeyim.
-Yok, ne demek. Asıl beni rahatsız eden başımın ağrısı! Ahh! Ha, Fd Pengu iyi mi?
-Bilmiyorum. "Yesil Z" diye sayıklıyor.
-Tamam, sen gidebilir misin şimdi?
-Tabii ki, dedi ve gitti. Yine Fd Pengu'nun odasına baktı.Tam olarak kendine gelmişti.
Berdan1;
-İyi misin?
-Yesil Z, beni iteleyen oydu!
-Ne!
Devam Edecek...
    

Vay Canına! (Bölüm-1 Card-Jitsu Dark)

 Sensei Bir gün sensei card-jitsu oynarken onda olan kartların hepsinin başkalarında da olduğunu farkeder.Herkes onda olan kartları kodla almıştır.Sonra aklına bir fikir gelir.Yeni bir deste yapmak ve bu desteyi yeni bir partide herkese vermek.Bu destenin adı Card jitsu dark.Herkese değişik 10 kart ve o kartın aynısı kimsede yok.Hepsinin özel gücü var.O destedeki her kart 50 puanın üstünde. Card jitsu dark şöyle oynanır: ilk önce dojonun gizli yerine girin. Ordaki gonglara gizli sırayla basın( sırayı bulmak için amuletinizde bütün elementlerin olması lazım.).Sonra Dark dojoya gidin.Orda ya senseiye basıp oyuna girin yada ordaki minderlerde oynayın.Oyunun amacı kartları yere ters olarak koyun.Eğer sizin kartınız diğer kartı yenerse O İKİ KART SİZİN OLUR.Bu oyun 10 turdan oluşur.Ve isterseniz kartlarınızı dojodaki yerde takas edebilirsiniz.Sensei partide bunu anlatacaktı.Kartları yapıyodu ama kağıdı bitti.Artik teyzeden istedi ve Artik Teyze ona bir miktar verdi.Sonra yeniden bitti. Sonra G den istedi.G ona kağıt kopyalama makinesi yaptı.Adı KP 3000 oldu. Kağıtları kopyaladı ve Sensei nin birsürü kağıdı oldu.Asla bitmeyen kağıt.Sonra G sayesinde ağaçlar kesilmedi.Ağaçlar artık çok fazlaydı.Neyse boşverin sonra sensei dojoya gittiğinde kartların hepsini yaptı. Parti başlıyacaktı ta ki...

Boşluğu doldurun birdahaki bölüm yakında..

harbert in intikamı

uzun zamandır hikaye yapamadığım için özürdilerim dersler falan  neyse hikayeye başlıuyorum      harbert i kurtaran kutuzy uyanmasını beklerken bi fikirbulur ve rüyası na girmeye yarayan bi makine icat eder ve harbert le konuşur harbert gizli pilanı açıklar tüm penguenleri şokederek yada hasda ederek bayıltıcak pilanı söyler bi kaç malzeme gerekir malzeme listesi şöyledir  1.büyük hoperlör ler 2.dojo çanları 3.bikaç demir ve kablo 4.ajan telefonu 5.kostümler 6.piller ve tüm ünlüler     kutuzy eşyaları bulmaya gider dj k ye gider hoperlörleri ve pilleri alır ve cadance onu görür ama kutuzy bir müzik açar ve sesini son yapar cadance bayılır kutuzy onu bağlayıp harbert in evinde mahküm tutar gift şopda da rokie yi bulur ve kıyafetleride rokie yide alıp evine gidip koyar onu da cadance nin yanına bırakır sonra da mine den maden ocağındanda demirle ampül alır ve gary nin evine gider ajantelefonuyla gary i de alır ve  ajantelefonu nu bayıltıcı makine yapar ama bu maki ne nin menzili fazla geniş deyildir menzilini geniş letmek için diyer parçaları almaya gider aunt artic in evine gider aunt artic in kalemin in yanıp söndüğünü görür ve onun telefon olduğunu fark eder ve kalemi sinirlenip kırar sonrada sensei ye sıra gelir dojo da ki çanları alırken sensei ye yakalanır sensei onu dondurur ve kutuzy son bi gayretle makineyi ateşler sensei de bayılır ve tüm ünlüleri bağlar adanın 4 bi yanın a hoperlörleri yerleştirir ve makinayı bitirir ve makina yı ateşleyip ünlüleri rockhopper dahil adadaki tüm penguenlerin sonunu izlemeye mahküm eder ve herkez bayılır ama kutuzy puffel leri unu tur ve puffel ler makineyi parçalar lar tam epf kutuzy i yakalarken kutuzy sığına ğa roket takıp başkabiyere kaçar harbertide alıp herkes kurtulur ünlüler dahil mutluson not: makinenin resmini sonra yayınlıy cam

Club Penguin Korsanları Bölüm 18:Yeni Bir Gemi

Migrator'un yelkenleri birkaç saniye sonra denizin dibini boylamıştı.Ozieeboo:
-Yeni bir gemi yapmalıyız diye düşündü
Tayfalar ise bu işe karşıydı
-Korsanlar bir gemi yapmak yerine çalarlar.Bu görülmüş şey değil!
Ozieeboo:
-Bana sorarsanız bir gemi yapmak daha eğlenceli olur diye cevap verdi
Fd Pengu:
-Ama keresteleri nereden bulacağız?
Ozieeboo gülümseyerek:
-Onları çalmayacağımızı söylemedim:)
Ve Canavar Nija bağırdı:
-Karaya gidiyoruz!


Bu sırada Berdan1 Rockhopper'ın bulunduğu Rockhopper Adası'na gemisi ile varmıştı.Berdan1 Rockhopper'ın gemisine varınca sordu
-Param nerede
Rockhopper:
-Ne kadar sabırsızsın Berdan1?dedi
Berdan1:
-Bırak traşı..Ver paramı
Rockhopper bağırmaya başladı:
-KAPTANINLA NASIL KONUŞULACAĞINI ÖĞREN DE GEL!
Berdan1:
-Tamam kaptan dedi sıkılgan bir tavırla
Rockhopper:
-Ne yaptın söyle bakalım.Limanda gemimi göremedim.Neden getirmedin?
Berdan1:
-Gemin denizin dibinde dedi
Rockhopper:
-Seni gerizekalı herif!Sana gemiyi batır mı dedim?Ozieeboo'yu öldür dedim!
Berdan1:
-Yeni bir gemi bulmaları iyice zor.Summit Limanı asker kaynıyor.Limandan gemi çalmaları imkansız dedi
Rockhopper:
-Hmm bu tarafından bakmamıştım olaya
Rockhopper Berdan1'e bir kese fırlatarak:
-Al işte paran dedi
Berdan1 parayı saydığında 300 coins in eksik olduğunu gördü.Ve kızgınlıkla
-Bu para tam değil dedi
Rockhopper sırıtarak:
-Beğenemedin mi?
-Ama 500 coin de anlaşmıştık dedi Berdan1
Rockhopper:
-Ben senin kaptanınım.Hiç vermemediğime şükret
Berdan1 tabancasını çıkararak:
-Üzgünüm babalım ama ben paramı alamazsam sen de yoksun
Rockhopper kılıcını çekerek:
-Peki vermezsem ne yaparsın?
Berdan1 sesini yükselterek:
-Ne mi olur?BU OLUR!
Ve odadan bir silah sesi geldi.Rockhopper omzunu tutarak:
-SENİ HAİN!
Kılıç sesleri de duyulmaya başlamıştı.Berdan1 kolunu tutarak Rockhopper'ın odasından çıkmıştı.Diğer korsanlar da silah sesine gelmişlerdi.Rockhopper'ın inlediğini gören korsanlar
-KAPTANI YAKALAYIN
Berdan1 bağırarak:
-GELİN BAKALIM KORKAKLAR!
Ve Berdan1 onlarla savaşmaya başladı.

Bizimkilere dönelim.Her gün Kraliyet Askerlerinin kışlasına saldırıp birçok kereste alıyorlardı.Ozieeboo,Fd Pengu ve Alper2002 kereste dolu bir at arabasını kaçırmışlardı.Ozieeboo:
-Daha önce hiç at arabası sürmemiştim dedi
Fd Pengu:
-Peşimizden geliyorlar!
Peşlerinden süvariler geliyordu.Alper2002 havaya ateş açıp onları durdurmaya çalışıyordu.Ozieeboo:
-Neredeyse geldik sayılır işte eski tershane!
Ormanın içlerinden gidip izlerini kaybettirmişlerdi.Fd Pengu at arabasınadki keresteleri çıkarıp:
-İşte yeni gemimiz için biraz daha kereste
-Harika!dedi Ktyu2
Ozieeboo:
-Haydi daha çok çalışalım!
Tüm tayfa yeni gemileri için çalışıyordu

Berdan1 Rockhopper'ın tayfası ile savaşmaktan adadan çıkamamıştı.Sonunda bir kayık gördü ve onu almaya gitti.Ancak sürekli önüne tayfalar çıkıyordu.Sonunda tabancasını çıkarıp
-Sakın yaklaşmayın yoksa kaptanınızı havaya uçururum!
Rockhopper kulübenin içinden:
-İşe yaramaz sersemler,dangalaklar!Neden benim kulübemin yanına barut kutuları koydunuz?
Berdan1 tayfaların dikkati dağılmışken hemen kayığı sırtladı ve denize doğru koşmaya başladı.Fakat tayfalardan biri:
-YAKALAYIN!
Berdan1 kayığı suya indirdikten sonra küreklere asıldı ve denize açılmıştı.Arkasındanda tüfeklerle ateş ediyorlardı.


2 gün sonra gemi eski tershanede tamamlanmıştı.Ozieeboo:
-Çok güzel oldu!Çalmaktan bile daha iyi bir fikirdi değil mi?
Fd Pengu:
-Katılıyorum dedi
Bu sırada Alper2002:
-Ufukta bir kayık var!
Kayık onlara doğru geliyordu.Hemen baktıklarında bunun Berdan1 olduğunu görmüşlerdi.Berdan1:
-Ozieeboo,ben de sizin tayfanıza katılmak istiyorum dedi
Ve Fd Pengu:
-Kaptan,sakın onu alma.Rockhopper yollamış olabilir.
-Hayır.Onun ne kadar kötü biri olduğunu anladım.Lütfen beni de aranıza alın
Ozieeboo:
-Aramıza hoşgeldin

Devam Edecek....

Ata 2001 Dünyayı Geziyor! 1. Bölüm: Fransa

 Fd Pengu, Seriseri95, Yesil Z ve Berdan1 (Berdanbaba) ile birlikte Ata 2001'in igloosunda kahvaltı yapıyorlardı. Ata 2001:
-Yemeği beğendiniz mi arkadaşlar?
Herkes:
-Yemek çok güzel olmuş. Ellerine sağlık.
-Afiyet şeker olsun, der ve aklına bir şey gelir:
-Ben, dünyayı gezmek istiyorum.
Yesil Z:
-Nereden çıktı bu birden?
-Bir açıklama istiyorsan; Hayatı dolu dolu yaşamak, özgürce yaşamak, merakla yaşamak, mutlu yaşamak ve güzel yaşamak istiyorum.
Berdan1:
-Bende geliyorum!
Fd Pengu:
-O zaman bende geliyorum!
Seriseri95:
-O zaman bende geliyorum!
Yesil Z:
-O zaman bende geliyorum!
Mumya:
-O zaman bende geliyorum! :D
Ata 2001:
-Otur oturduğun yerde! Hem mezarına dönsene sen! :D
Her neyse. :D Herkes Beach'teki  binanın tepesine giderler ve uçarlar.
 Epeyi uzaklaşırlar. Artık arkalarında şehir, altlarında deniz vardır. Kısa bir süre sonra, Berdan1 yere inmeye başlar.
Berdan1:
-İmdaaaat! Yardım edin! Düşüyorum!
Gary helikopterle gezerken bu durumu farkeder ve hemen yardım eder.
Gary:
-Berdan1! Sana bir benzin kutusu yolluyorum! Yakala benzin kutusunu!
-Tamam!
 Gary, Berdan1'e benzin kutusunu fırlatır ve Berdan1 yükselmeye başlar.
Berdan1:
-Ayy! Çok korktum! Bir an düşeceğimi sandım!
Ata 2001:
-Oldu bitti. Yola devam!
 Kısa bir süre sonra bir mağaraya girerler. Başını belaya sokan bu sefer Yesil Z'dir. Onun da benzini bitince Berdan1, Gary'nin verdiği benzin kutusunu Yesil Z'ye verir. Bu olay da bittiğinde, Fransa'ya gelmişlerdir. Jet Pack'lerini Chocolat Chaud'a, Grand-Place'e indirdikten sonra yürüyerek Café'ye gidip, kahve içtiler. O sırada G Billy, Petey K, Franky ve Stompin' Bob yanımıza otururlar. Yesil Z bir çığlık atar. G Billy, Yesil Z'yi Fransız zannedip;
Bonjour!
 Yesil Z, biraz Fransızca bilirdi;
-Bonjour!
G Billy:
-Aimeriez-vous travailler avec nous?
Yesil Z:
-Bien sûr!
G Billy:
-O.K!
-Yuppi!
Herkes:
-Ne oldu?
-G Billy, "Bizimle çalışmak ister misiniz?" dedi bende "Elbette!" dedim!
Herkes:
-İyi de, biz hiç bir müzik aleti çalmayı bilmiyoruz ki!
Yesil Z:
-Ao!
Ertesi gün, toplandıklarında Stompin' Bob:
-Hazır mıyız!
Berdan1:
Hayır, dedi. Berdan1 sözünü bitirmeden, Yesil Z, Berdan1'in ağzını eliyle kapattı. Yesil Z, Berdan1'in yerine:
-Hazırız!
Stompin' Bob:
-Öyleyse hemen başlayalım!
 Stompin' Bob, bass gitarını öyle bir çaldı ki, herkesin ağzı açıkta kaldı. Hele G Billy; Sopalarını kırmıştı!
Franky:
Şimdi de siz gösterin kendinizi!
Yesil Z, öyle bir bağırdı ki, camlar kırıldı;
-AAAAAAAAA!
Stompin' Bob:
-Yesil Z, alınma ama bu berbattı!
 Stompin' Bob, sesini gösterdi;
-La-la-la-la-la-lalalalla!
 Stompin' Bob, öyle güzel ses çıkardı ki, havada gökkuşağı açtı.
 G Billy, Franky, Petey K ve Stompin' Bob bağırdı:
-İşte bizim farkımız bu!
Yesil Z ve diğerleri içinden:
-Hapı yuttuk!
 Devam Edecek...

MARCO'NUN GÖREVİ BÖLÜM 2: Lacivert Puffle


1.Bölüm:Kırmızı Penguen Link:


2.BÖLÜM:
LACİVERT PUFFLE
     Marco, önündeki yaralı penguene baktı. Jet Pack adventure’ı bu saate kadar oynamışsa, gerçekten deli bir penguen olmalıydı.
-“İyi misiniz?”Dedi Marco. Bir yandanda yavaş yavaş kırmızı penguene yaklaştı.
-“Orada kal!”Dedi kırmızı penguen. Jet Pack’ini çıkarttı ve ayağa kalktı. Bacaklarının birinde çizikler vardı.
-“Kimsin sen?!”Dedi penguen sertçe. Marco yutkundu ve cevap verdi.
-“Ben... Ben... Benim adım... Marco...”Dedi kekeleyerek.
-“Herbert ile bir ilişkin yok değil mi?”Dedi penguen.
-“Herert’da kim?” Dedi Marco. Kırmızı penguen ile arkadaş olmak istiyordu. Ama kırmızı penguen hiçde dost canlısı görünmüyordu.
-“Beni unut! Tamam mı ufaklık?”Dedi penguen ve jet pack’ine binip uzaklaştı. Marco suratını astı. Ardından igloosuna döndü. Ama pengueni asla unutamayacak gibi geliyordu ona...
  Ertesi sabah, Marco hızla kahvaltısını etti. Tam igloodan çıkacakken, babası seslendi.
-“Bu gün benimle, sörf yapmaya gelir misin Marco. Uzun zamandır birlikte bir şey yapmıyorduk.”Dedi babası David.
-“Olur!”Dedi Marco. Sörfe sadece bir yetişkinle izin verildiği için, Marco nadiren sörf yapardı. Ama arkadaşları buna çok sinirlenecek gibiydi. Çünkü oyun oynayacaklarına söz vermişti. Marco bunu kafasından attı ve babası ile beraber igloodan çıkıp Cove’a gittiler. Marco ve David, sörf tahtalarına atladılar ve dalgalara doğru gittiler. David, süper bir hareketle, dalganın üzerinden atladı ve havada takla atıp, suya indi. Marco ona hayretle bakarken, sular onu kıyıdan uzaklaştırdı. David, oğluna seslendi.
-“Marcoo! Buraya gel!” Dedi David. Marco olanların farkına vardı ve, sörf tahtasının üzerine yatıp kollarını çırptı. Aniden, dev bir dalga, tahtayı sağa devirdi. Marco bir çığlık attı ve suyun içine gömüldü. Yüzüp, yüzeye çıktı. Aniden ileride bir puffle’ın suda olduğunu gördü.
-“Ama puffle’lar suda yüzemez ki?!”Dedi Marco kendi kendine. Hızla puffle’a doğru yüzdü. İşte bu imkansızdı! Puffle lacivert rengindeydi! Puffle’ı kucağına aldı. Aniden başka bir dalga daha vurdu ve Marco kendini, kıyıya yakın bir yerde, babasının yanında buldu.
-“Hey! Bu puffle’da neyin nesi böyle!”Dedi David.
-“Baba sudaydı. Boğulmak üzereydi. Üstelik bu lacivert!”Dedi Marco nefes nefese...
David ve Marco igloolarına gittiler.
-“Marco, bu büyük ihtimalle boyanmış!”Dedi David. Bence, puffle dükkanına götürüp bir baktıralım.
-“Tamam ama yarın! Baba lütfeen! Hiç puffle’ım olmamıştı!”Dedi Marco. Puffle ona baktı. Ağzı hep açıktıve hiç hareket etmiyordu. Marco, yeni puffle’ı lacivert’i arkadaşlarına göstermek için ormana gitti. Ama arkadaşları ona sırtını çevirdi. Büyükihtimalle küsmüşlerdi. Marco kafasını eğdi ve igloosunun yolunu tuttu. Aniden önüne biri çıktı. Marco kafasını yukarı çevirince sinsi bakışlı bir kutup ayısı gördü.
-“Görüyorumda, bir puffle almışsın küçük penguen!”Dedi kutup ayısı. Ayının ayaklarının oradaki yengeçte kıskaçlarını şaklattı. Ayı Marco’ya doğrubir adım attı ve...

 DEVAM EDECEK...

MARCO'NUN GÖREVİ

BÖLÜM 1:
KIRMIZI PENGUEN
Marco, her zamanki gibi 2 arkadaşıyla ormanda oyun oynuyordu. John ebe olmuştu ve Ryan ile kendisi, saklanacaktı. Daha 8 yaşlarındalardı. Marco, bir ağacına rkasına saklandı ve yaslandı. Aniden ağaç geriye doğru kaydı. Ağaç devrilmek üzereydi. Karlar yere düştü. Marco hemen kaçtı. Aynı anda gökyüzünden bir ses duydu. Yukarı bakınca, takım elbiseli, jet pack'li, ırmızı bir penguen gördü. Pengueni takip etti. Ama aynı anda john ona seslendi!
-"Her Marco! Sobe sobe sobe!"Dedi John. Belli ki Ryan'ı bulmuştu. Marco onlara olanları anlatırken, kırmızı penguen uçup gitti. 
-"Hıh! Ne kadar cahilsin Marco! Herkes, deniz fenerinin terasında Jet Pack'E binen penguenler olduğunu bilir!" Dedi çok bilmiş Ryan. Akşam olunca herkes dağıldı. O gece Marco tatlı bir rüya görüyordu. Aniden igloonun dışından gelen bir sesle uyandı. Ailesi uyanmamıştı. İgllonun dışına çıkıp, ne olduğuna baktı. Yerde, yaralı bir penguen yatıyordu. Takım elbiseli, kırmızı ve jet pack'li bir penguen...

                                                             DEVAM EDECEK...

oyunlar arasındaki portal (cp ve transformice)

cluppenguinde o gün rookie yanlışlkla bir portal açmıştı (nasıl yaptığını sormayının rookie diyorum :D) ve içinden birsürü fare çıktı penguenler farelerden hiç korkmadı ama fareler o kadar korkto ki altlarına yaptılar sonrapenguenler farelerle dost olmaya çalıştıaam herbet adayay saldırmaya devam ederken farelerin başka seçenegi yoktu gary farelerin liderine en eski pinini hediye etti fare lideri is ona şamanlık kolyesini hediye etti iki taraf birleşti ve herbeti yendi

Club Penguin Sular Altında! 3. Bölüm: Hazırlık

Ata 2001, gazeteyi çöpe attı. Artık sabrı taşmıştı. Harbert'ı bir yakalasaydı... Nereye gidebilirdi ki? Uykusunda yok oldu! Bu çok saçma bir açıklamaydı! Ata 2001, bunlara bir türlü anlam veremiyordu. Ofisine gidip Aunt Arctic'e bir yazı yazmaya karar verdi. Şunları yazıyordu:
"Aunt Arctic, lütfen bütün ekibe söyle Harbert'ı bulsunlar. Bulmama şansımız yok biliyorsun, kimse uykusunda yok olmaz. Bu çok saçma! Lütfen bana bir açıklamasını bul. Lütfen!"
Ata 2001, mektubu postacıya verdi. Aunt Arctic, o yazıyı aldıktan sonra buluşma yeri gösterdi. Toplandıklarında,
Ata 2001:
-Lütfen, yalvarırım bu işi çöz! Sen iyi bir araştırmacı sın!
Aunt Arctic:
-İşin başında sabır var. Sadece sen mi kızgınsın sanıyorsun! Etrafına bir baksana! Ben, sen haksızsın demiyorum, kızmıyorum, sadece sabret diyorum. Lütfen, bu iş çözülecek. Lütfen sabret!
Ata 2001:
-Sende haklısın... Özür dilerim...
Aunt Arctic:
-Önemli değil.
 Ata 2001, Gary'nin yanına gider ve:
-Operasyon mu... demeden Gary:
-EVET! Operation: Blackout'a HAZIR OL!
Devam Edecek...

arkadaşlar yardım edin

cp adasında sohbet kutusuna tıklayınca dedikleriniz yok oluyor connection lost diyor evdeki 2 bilgisayrdada böyle napıp düzeltebilirim

Rock-a-bye Herbert

5 ay uyursun eğer soğursan daha derin uyursun ama soğuk biterse uyanırsan ama bir yanlışlık olmadığı sürece böyle olmaz

yesil z ve ekibi macera 1(gri puffle mağrası)

gary o gün minede bir çatlak fark etmişti birkaç jackhammerli pengueni çağıdı burayı delin dedi onlar deldiler 2 saat boyunca çalıştılar ve karşılarına bir mağra çıktı sonra gary yesil zye ekibini topla mağrayı keşfe çık dedi 2 acil yardım elmanı 5 dağcı 15 epf ajanı 3 dalgıç ve 2 şovalye mağraya girdiler tabikide epfnin özel pufflesini yanlarına aldılar ve mağraya girdilerbaşta kocamn bir göl vardı herkez yüzerek geçti ama puffle ortada yoktu herkez onu 30 dakka boyunca aradı bulmayanca çaresizce devam ettiler sonra uzun bir duvar çıktı karşılarını dağcıların yardımıyla aştılar bu engelide sonra bir kapı çıktı önlerinde notta eğer bulursan anahtarı ölmünü koynunda açarsın bu kapıyı tek çevirmeyle ve notu okumayı bitirdikleri gibi arkadan bir taş yuvarlandı herkez kaçtı cimbo3 dışındaki herkez kaya arkasında bir anahtar bırakmıştı onu aldı ve diğerlerini bekledi 5 dakika içinde ekip toplanmıoş kapıyı açmak üzerydiler kepıyı açtılar ve od gri pufflelarla doluydu arkadan epf kıyafetleri giymiş bir puffle alltın puffleyi iterek penguenlerin yanına getirdi

Club Penguin Sular Altında! 2. Bölüm: Harbert Kaçıyor!

O kapının ardı labirent gibiydi. Ama yolun taştan bir haritasını gördü. İçeri girdiğinde yengeç sesleri geliyordu. Delikten bakınca Klutzy olduğunu gördü.
-YAKALAYACAĞIM SENİ!
Ama delikten çıktığında tekrar Beach'e geldiğini gördü. O sırada EPF'den aradılar;
-Alo?
-Hemen buraya gelmelisin, Harbert kaçmış!
 Ata 2001, telefonuyla hemen EPF'ye ışınlandı. Kamerayı görünce:
-BİR BU EKSİKTİ!
Gary:
HEMEN BÜTÜN AJANLARI ADANIN HER TARAFINA GÖNDERİN!
 Ata 2001 de Harbert'ı ararken yerde bir not buldu. Notta şunlar yazıyordu:
"Sizler beni asla bulamayacaksınız! Ben güzel rüya merdivenlerinden tırmanırken siz kabuslar göreceksiniz!"
Ata 2001 içinden:
DEMEK ÖYLE! SENİ BULDUĞUM ZAMAN PARAMPARÇA EDECEĞİM, dedi ve kağıdı yırttı.
Klutzy ise çoktan Harbert'ın yanına varmıştı.
Ata 2001,  PENGUIN TIMES gazetesini okuyordu. Gazetede şunlar yazıyordu;
"ŞOK! ŞOK! ŞOK! Harbert, EPF ajanlarının mağarada tuttuğu kafesten KAÇTI!" ve,
"ŞOK! ŞOK! ŞOK! İşçilerin  getirdiği içi örslerle dolu kutuların nedeniyle Club Penguin Adası'nın yarısı sular altında kaldı!"
 BU CLUB PENGUİN ADASI'NIN SONU MUYDU?
 Devam Edecek...

Club Penguin Sular Altında! 1. Bölüm: Örs Kutuları

Club penguin'de güzel bir gündü. Beach'e içi örs dolu kutular geliyordu. Ata 2001 oradaki işçilere sorar:
-Hey, bu kutular niçin burada?
-Biz de bilmiyoruz, işimiz neyse onu yapıyoruz.
Fd Pengu:
-Artık eve gitme vakti geldi, biraz dinlenelim.
Ertesi gün Ata 2001, Beach'e tekrar geldiğinde örs kutuları biraz daha çoğalmıştı. Ata 2001:
-Hey, su seviyesi artmış, bu işi size yaptıran kimdir?
-Kırmızı bir yengeç, ama adını bilmiyorum.
Ata 2001, biraz durakladıktan sonra bağırarak:
-NE! KIRMIZI BİR YENGEÇ Mİ! KESİN KLUTZY'DİR! HEMEN EPF'YE GİTMEM LAZIM!
-Ne, neden bahsediyorsun sen?
-Boşver, dedi ve hemen EPF'ye gitti.
 EPF'ye vardığında, Gary'nin sistemi onardığını gördü.
-Sisteme ne olmuş?
-Biraz SU kaçırmış, arıza yapmış.
-Niye kaçırdığını anladım, der ve Gary'nin söyleyeceğini duyamadan gider.
Çıktığında, adanın yan yattığını görmüş, Beach'e kadar takla atmış. Örs kutularına bakınca daha çoğaldığını görmüş:
-O kırmızı budalayı bulmam lazım!
Ertesi gün, Beach'e GELEMEDİĞİNDE, adanın yarısının sular altında kaldığını görmüş. Hemen oksijen tüpünü ve mayosunu alıp, suya girer. Suyun içinde bir kapı olduğunu görür. O kapıdan içeri girdiğinde;
-VAY CANINA!
Devam Edecek...

Penguen Serüvenleri: Kartopu Savaşı

http://media2.clubpenguin.com/community_media/images/wallpapers/25_lrg-768.jpg
Günlerden bir gün Club Penguin Adasında muhteşem bir kartopu savaşı turnuvası yapılacağı belirlendi. Bu haber tüm adada yayılmıştı. Herkes bu yarışmaya katılacaktı. Kazanana muhteşem bir "Igloo" hediye edilecekti. Ama Koca Z o igloo'yu çok istemesine rağmen o kartopu savaşına katılmıyordu. Çünkü o igloo muhteşem bir şeydi o igloo'da yaşamayı kim istemezdiki! Ama Gary her şeyi önceden sezdiği için bu Koca Z'nin bir sorunu olduğunu da sezmişti. Hemen araştırmalara başladı. Koca Z neden o yarışmaya katılmıyordu ki?

Cevaplar:
A) Yüzünde bir çok sivilce varken onları boyayla boyadığı ve suratına kartopu geldiğinde boyanın akıp sivilcelerinin gözükmesinden korktuğu için...
B) Aslında bir kız olup makyajla kendisini erkek yaptığı için kartopları heryerine geldiğinde kız olduğu ortaya çıkacağından korktuğu için...
C) O Club Penguin Adasının azılı suçlusu Herbert olduğundan kimse onun gerçek kimliğini anlamısın diye katılmıyordu...
Acaba hangi şık doğru olabilirdi. Gary hemen araştırmalara başlamıştı. Koca Z'yi tüm gün izlemişti. En sonunda Koca Z evine geldiğinde Gary Koca Z'nin yüzüne bir boya sürdüğünü gördü. Gözlerine inanamadı. Demekki "A" şıkkı doğru cevaptı. Ama Gary yinede izlemeye devam etti. Ne olur ne olmaz! Ertesi akşam ise elinde bir mekyaj malzeme çantası görmüştü. Acaba doğru şık "B" olabilir miydi? Yine de Gary tam emin değildi. Bu yüzden izlemeye devam etti. Yine her gün olduğu gibi akşama kadar hiç bir sorun olmadı. Bu sefer ise elinde bir kostüm görmüştü. Artık 3 şıkkında doğru olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden sabah erkenden gelip Koca Z'yi yani Herbert'ı yakalayacaktı. Koca Z sabah kaltığında bir ağ içindeydi. Yanında ise Gary vardı. Koca Z çok şaşırmıştı. "Beni neden bağladın?" diye bağırdı. Gary "Çünkü sen azılı suçlu Herbert'sın" dedi. Koca Z "Aaa... Tabi tabi... Kanıtla öyleyse" dedi ve Gary anlatmaya başladı... "İlk gece neden boya sürüyordun? çünkü yüzün sivilce doluydu ve kartopu savaşında kartopları suratına gelince boya akıp sivilceler çıkmasın diyeydi. İkinci gece ise makyaj yapıyordun yani bir kızdın ama makyajla erkek oluyordun. Son gece ise elinde kostüm vadı. Herbert'sın ve Koca Z kostümü giyiyorsun!... Anladın mı?..". Koca Z "Etkileyici... Ama bunlar doğru değil! Doğrusu şu: İlk gece elimdeki su kovasıydı ve duş alıyordum. İkinci gece ise elimdekiler tamir eşyalarıydı Puffle'ıma yeni yatak yapıyordum. Son gece ise elimdeki bir cadı kostümüydü. Biliyorsun Cadılar Bayramı yakın..." diye anlattı. Gary şaşkına döndü ve Koca Z'yi çözdü. Gary "Peki neden yarışmaya katılmadın?" diye sordu. Koca Z "Ben çok küçükken arkadaşlarımla birlikte kartopu savaşı yapmıştık. O hayatımdaki ilk ve son kartopu savaşımdı. Çünkü o savaşa başlamadan önce bir anlaşma yapmıştık. Yenilen kişi herkesin önünde soyunacaktı. Bende kaybetmiştim. Bu nedenle o olaydan sonra hiç kartopu savaşı yapmadım." dedi. Gary "Önceden yenildiğin şimdi de yenileceğin anlamına gelmez. Hemen özgüvenini toplayıp o yarışmaya katılıyorsun!" Koca Z Gary'nin anlattıklarından sora fikrini değiştirmişti. Artık o yarışmaya katılacaktı. Ama bu sefer kazanmak üzere...
İşte yeni bir sabah ve yeni bir güneş doğmuştu. Bugün o kartopu savaşını kazanıp Muhteşem Igloo'yu alacağı gündü. Öğlene kadar sabırsızlıkla bekledi ve sonunda yarışma başlamıştı. İlk 3 savaşta oldukça iyi gitti. Yine öyle devam ediyordu. Ancak yarı finalde bir kaza geçirdi ve ayağı burkulmuştu. Eğer devam edemezse diskalifiye olacaktı. Ama Gary'nin deiklerini hatırladı ve güvenini toplayıp savaşa geri döndü ve muteşem bir sayıyla kazandı. Artık sıra kartopu savaşı kralını yenmeye gelmişti... Korkusuz, acımasız, sert, huysuz ve güçlü!!! Onu görmek için sabırsızlanıyordu Koca Z. Sonunda sahaya gelmişti. Ama bir terslik vardı. Bu küçükken o savaşta yenildiği çocuktu onu nasıl yenecekti ki? Ama artık büyüdüklerini ve çok değiştiklerini hatırladı ve şansını denemeye karar verdi. Ve tam 1 saat sonra Gary odasında yaralı olarak bulunmuştu. Koca Z ise o çocuğa yeniden yenilmişti. Bu durum herkes için kötüye gitmişti. Club Penguin Ajanları hala Gary'yi kim nasıl öldürdü araştırıyor. Ama tek bir ipucu bile bulunamadı...

CARD JİTSU KAR GELİYOR BÖLÜM 1!

Club penguin de yine her zamanki gibi bir gündü.Herkes aynı işinde gücünde ama bir kişi dışında oda SENSEİ yeni gelecek  CARD JİTSU KAR elementinin bakımı ile uğraşıyordu dojo kapalıydı bunu gören fırsatçılar ise dojonun önünde hamaklar,yemekler kurulmuştu birden herkes gülerken şakalaşırken havayı şimşekler sardı ve gece gibi oldu. bütün elektrikler gitti ve bütün heryer kar oldu ama sadece 10 saniyede artık yeni bir oyun vardı CARD JİTSU SNOW!...



~Türk Caner

EPF'nin Çöküşü - 1.Bölüm

  Club Penguin Adasında ışıl ışıl gülen o güzelim güneş anında patlak veren soğuk bir
kar fırtınasına bırakmıştı yerini.Beach'te oyunlar oynayıp eğlenen tüm penguenler,
kaçacak delik aradılar adeta.Aunt Artic'te yazısını bitirmesine az kalmışken birden
bire gelen yoğun kar yağışı nedeni ile pufflelarına sarılıp ısınmaya çalışıyordu.Tüm
penguenler igloolarına girmişti.Sadece bazıları coffee shopta durup kahve ya da
çay içiyorlardı.Bir yandanda aralarında sohbet ediyorlardı.



  "Son vidayı da takarsam çalışacak." diye geçirdi içinden.
"Evet şu kabloyu çeker ve bunuda şöyle ayarlarsak..." BOOOOM!
"Lanet şey!Neden çalışmıyorsun!?" Herbert 2-3 gündür hiç uyumamıştı.Yeni yıkım
makinesi ile çok meşguldü.Fırtınanın başladığını bile fark edememişti.Patlamanın
etkisi ile derin bir uykuda olan Klutzy bile uyandı.Sert kıskaçları ile uykulu gözlerini
ovuşturdu.Bu gün yaşadığı beşinci patlamaydı.Herbert'a nefretli gözlerle baktı.
Sonra bu düşünceleri kafasından atmaya çalıştı.Herbert onun bu yaşamdaki tek
arkadaşıydı.Ona sadıktı ve yaptığı kötülükler hoşuna gitmese bile ona olan sada-
katinden dolayı yapıyordu tüm bu işleri.Herbert'la tanışmadan önce oda diğer yen-
geçler gibi yemek yiyip vaktinin çoğunu uymakla geçiriyordu.Herbert ile tanışması onun
hayatını değiştirmişti.Herbert'ta içten içe Klutzy'ye büyük bir sevgi besliyordu.

berke 1212 ve fun55 in aksiyon dolu hikayeleri part 3

Herbert: ha ha ha! ezik penguen salakları! Bu robotumla hiçbiriniz sağ kalmayacaksınız . Bu robot yüksek voltajla çalışıyor. dedi. fd pengu: benim elite puffleım var bütün gücünü emebilir . Hadi elite! dedi ve elite puffle kumanda odasının altındaki ana kabloyu ısırmıştı ve güç emiyordu. Ve tüm gücü emincekabloyu ısırmayı bıraktı ve ağzından elektrik püskürtmeye başladı o sırada gary geldi: vay canına hiç bu kadar elektrik püskürten puffle görmemiştim! dedi. Çünkü elite puffle ın ağzınlan resmen yıldırım çıkıyordu ve bu akımla herberti adadan 200 metre ileri attı Ve fd  pengu,fun55 ve berke1212 ye madalya taktı SON

Card Jitsu Takımı Bölüm 9: Dojo'daki Gariplikler

Aylar geçmişti.O kadar ilerlemiştim ki artık kahverengi kuşağımı almıştım.Sadece önümde iki engel vardı.Kara kuşak ve Sensei...Monchocho bu yükselişimi kıskanıyordu biliyorum.Ama en büyük hayalim gerçekleşmek üzereydi.Ninjalık..Onca ninja arasından olacaktım.Fakat bu zorlu yoldan geçmek kolay değildi.Bir gün tekrar maç yapıyordum.Spo12 gong sesinin ardından:
-Müthişsin adamım!Bu oyunun üstadı olmuşsun!
Fd Pengu:
-Çok hızlı ilerliyorsun dedi
Ben ise:
-Hepinizin çabaları ile ben buralara kadar geldim.Hepinize çok teşekkür ediyorum dedim
O sırada Anılce:
-Hadi bakalım savaş benimle!diyerek kartlarını çıkardı
Artık savaşları anlatmak istemiyorum:D.Yenilmiştim.
Adsızelf:
-Eeee o kadar yendin biraz da yenil bakalım dedi
Hepimiz kahkahalarla gülerek Ninja Hideout'a gittik.Ama o sırada Ninja Hideou'taki ateş simgesine bastığımda o bölge birden parlamaya başladı ve yer şiddetle sarsıldı.
Cihan02:
-DEPREEEEEM!
Hepimiz korkudan bağırarak etrafta koşuşturmaya başladık.Ben hariç.Ayağımı ateş simgesinden çektim ve sarsıntı durdu.
Fd Pengu:
-Bu neydi?diye sordu
Anılce:
-Bir fikrim var.Neden babama sormuyoruz?
Canavar Nija:
-Bütün bunların bir mantıklı açıklaması olmalı dedi
Dojo kapısından içeri girdiğimizde Sensei'yi gördük.Anılce sordu
-Baba Ninja Hideout'ta garip şeyler oluyor.Neden?
Sensei:
-Ne gibii garip şeyler çocuklar?diye sordu
-Ninja Hideout sarsılıyor ve oradaki ateş simgesi üstüne basılınca parlıyor dedim
Sensei:
-Demek zamanı geldi ha?dedi gülümseyerek
Daha sonra:
-Hadi gelin size bir şey göstereceğim dedi
Ninja Hideout'a girmeye o kadar korkuyorduk ki!
Canavar Nija:
-Nereye gidiyoruz?diye sordu
Sensei:
-Volkana dedi gizemli bir tavırla
Cihan02 bizimkilerin korkak tavırlarından yine palavra atmaya fırsat bulmuştu!
-Lavdan kim korkar dediğinde Adsızelf:
-Hatırlatırım geçen sene okulda lavların sıcaklığının 3000 derece olduğunu öğrenmiştik Cihan02
Cihan02'nin de suratında bir korku ifadesi belirmişti
Sensei bastonunu volkanın tepesinde vurarak bir parşömen çıkardı ve anlattı
"Dedelerimden olan 15.Sensei burayı araştırmaya koyulmuştu ve birden Ninja Hideout'ta bu gibi gariplikler hissetmiş.Araştırdıklarına göre Card Jitsu Fire oyunu volkandaki lavların sıkışmasından oluşmuş.Yani lavlar Ninja Hideout'a geliyor.
-Neeee yanacak mıyız?diye korkuyla sordum
Sensei:
-Dedelerim bu lavı kontrol altına almak için bir bölüm yapmışlar.Vali Billybob'un getirdiği işçiler yardımıyla bir bölüm yapmışlar ve Ninjaların oynayacağı yeni bir oyun olmuş:Card Jitsu Fire!
Canavar Nija:
-Card Jitsu ne?
Sensei anlatmaya devam etti:
-"Dedelerim bu lavda birçok öğrenci yetiştirmiş ancak bir süre sonra lavlar çekilmeye başlamış ve 1000 yıl sonra tekrar lavın hareket edeceğini keşfetmiş.Ayrıca bir daha lavlar çekilmeyecekmiş.Ve böylece bu oyun sonsuza kadar sürecekmiş.İşte lavın hareket ettiği zamandayız ve Card Jitsu Fire geliyor.Bu yüzden sarsıntılar oluyor.Mümkün olduğunca ateş simgesine basmayın dedi

Edindiğimiz bilgilerle çok şaşırmıştık.Acaba yeni bir Card Jitsu oyunu mu geliyordu?

Devam Edecek...