TED GAZİANTEP KOLEJİ OKUL RADYOSU

1 nisan şakası

ereneren2 ve yigitkoc cart surferde oyniyacaklardı son vagon kalmıştı ereneren2:yigit sen bin gelince ben binerim dedi yigitkoc kabul etti ve arabaya atladı ereneren2 orda oyurmuş arkadaşını bekliyordu sonra mineden bir patlama sesi geldi ereneren2 hızla ayağa kalktı tren raylarından içeri baktı kapkaranlıktı o anda evindeki dolabında hallowen partide aldığı el feneri geldi jetpackyle eve gitti ve el feverini alıp geri geldi jetpackle içeri girmek tehlikeli olabilirdi bu nedenle jetpackını bırakıp içeri girdi biraz ilerledikten sonra yerde bir şeyler gördü el feneriyle bakınca anladı yigitkocun kıyafetleri duruyordu ve yanında 2ye ayrılmış bir cart surfer arabası ereneren2 anladı en iyi arkadaşı ölmüştü epf telofonundan yetkillere haber vermeliydi belki yaşıyordu sonra yandaki tünelden bir cart surfer arabası geldi içinde tüm arkadaşları ve en öndede yigitkoc 1 nisan diy beğırarak geliyordu ama ereneren2yi farketmemişlerdi ışığı görünce o sanıp gelmiş olmalıydılar o anda ereneren2 nin aklına bir fikir geldi yere yattı ve gözlerini kapadı yandaki sağlam cart surfer arabasını kendi üzerinden geçip düşmüş gübü koydu ve arkadaşları gelince çok korktular ereneren2 o anda 1 nisaaaan!!! diyerek bağıdı ve tüm arkadaşları derin bir nefes aldı

1 nisan şakası

ereneren2 ve yigitkoc cart surferde oyniyacaklardı son vagon kalmıştı ereneren2:yigit sen bin gelince ben binerim dedi yigitkoc kabul etti ve arabaya atladı ereneren2 orda oyurmuş arkadaşını bekliyordu sonra mineden bir patlama sesi geldi ereneren2 hızla ayağa kalktı tren raylarından içeri baktı kapkaranlıktı o anda evindeki dolabında hallowen partide aldığı el feneri geldi jetpackyle eve gitti ve el feverini alıp geri geldi jetpackle içeri girmek tehlikeli olabilirdi bu nedenle jetpackını bırakıp içeri girdi biraz ilerledikten sonra yerde bir şeyler gördü el feneriyle bakınca anladı yigitkocun kıyafetleri duruyordu ve yanında 2ye ayrılmış bir cart surfer arabası ereneren2 anladı en iyi arkadaşı ölmüştü epf telofonundan yetkillere haber vermeliydi belki yaşıyordu sonra yandaki tünelden bir cart surfer arabası geldi içinde tüm arkadaşları ve en öndede yigitkoc 1 nisan diy beğırarak geliyordu ama ereneren2yi farketmemişlerdi ışığı görünce o sanıp gelmiş olmalıydılar o anda ereneren2 nin aklına bir fikir geldi yere yattı ve gözlerini kapadı yandaki sağlam cart surfer arabasını kendi üzerinden geçip düşmüş gübü koydu ve arkadaşları gelince çok korktular ereneren2 o anda 1 nisaaaan!!! diyerek bağıdı ve tüm arkadaşları derin bir nefes aldı

Oyun Günü (1.Bölüm: Katılış)

Ata 2001'in spora çok ilgisi vardı. Arada sırada sahaya gidip buz hokeyi oynardı. Bir gün yine sahada buz hokeyi oynarken kırmızı-sarı kravatlı cowboy şapkalı bir adam belirdi. Birden yanıma gelip:
-Sen iyi bir buz hokeyi oyuncususun! Sana kartımı vereyim, belki "Oyun Günü"ne katılırsın!
-Oyun günü mü? dedi Ata 2001.
-Evet! Her yıl Yaz tatillerinde yapılır! dedi adam.
-Bu "Oyun Günü"nde ne yapılır bayım?
-Koşu yarışları, dans yarışmaları, BUZ HOKEYİ ve daha binlerce oyun!
-Tabii ki gelirim!
-Ama oralara müfettiş geldiğinde çok başarılı ol!
-Nasıl isterseniz! dedi Ata 2001
 Ertesi gün herkes işinden çıkmış, güneşleniyordu. Onca çalışmanın payını almışlardı. Pazartesi sendromu, çok sıkı çalışmanın yerini 90 günlük güzel bir tatil almıştı. Çok rahattık. Aunt Arctic hariç... Oyun Günü için gazete yazıyordu. Gary süslemeleri yapıyordu. Bu yaz pek fazla işi yoktu. Adanın en azılı suçluları Oreo, Herbert ve Klutzy bile Club Penguin Adasını yok etmeyi bırakıp, tatilin tadını çıkarıyorlardı. Bu yaz şahane olacak gibi gözüküyordu. Herkes mutluydu. Oyun Günü yaklaşıyordu. Aunt Arctic gazeteyi bitirmek üzereydi. Gary bütün işlerini bitirip üniformasını çıkardıktan sonra güneşlendi. Ama güneşlendiğinde bir şeyi unutuyordu; GÜNEŞ KREMİ!
Gary eve geldiğinde sırtını tutup, "AH, AH!" diye bağırıyordu.
-Güneş kremi sürmezsen böyle olur! dedi Ata 2001. Herkes güldü.
O an gelmişti. Herkes işini bitirince Oyun Günü'nü izlemeye gittiler. Benim maçıma daha çok vardı ama. Sonradan plan değişti. Koşu Yarışı'na katılacaktım. Benim Koşu Yarışı'mın zamanı gelene kadar yaz tatilinin keyfini yaşadım. Arkadaşlarım yurt dışından buraya gelmişlerdi. Bir tanesini tanımıyordum. Tanıştık. Adı Crisdog93'müş. İyi birisine benziyordu. Ama koşuda çok iyiydi. Bu benim için sorun olabilirdi ama bu yarış. Kazanmakta var, kaybetmekte...
 Koşu yarışları başlamıştı. Buz hokeyine gelince bizim takım yenilmiş. Buna çok üzüldüm. Sıra bana geldiğinde herkes "Hadi Ata 2001, Hadi!" diye bağırıyorlardı. Seyircilerin tezahüratlarıyla içime enerji geldi. yeneceğime emindim. Ama 1.turda tulumla kütüğün üstünden atlayamadığım için yere düştüm. Crisdog önüme geçti. 2.likle bitirdim. Her şey 2.tura bağlıydı. Benden 1 puan önde olsa da hala bir şansım vardı. Koşu 3 tur sürecekti. Eğer berabere kalırsak ödülleri paylaştıracaklardı. Ödül 1.000 Penguen Parası'ydı. Ama bir kişiye 1.000 Penguen Parası vermek yerine ikimize birer 500 Penguen Parası verirlerdi. Berabere kalmak istemiyorum onun için. Her neyse. 2.tur Crisdog tam ağacın çevresinde dolanacaktı ki, taşa takıldı.
2.turda ben kazandım. Şimdi 3.tur. En zor ve en heyecanlı tur buydu. Artık bu iş ölüm-kalım meselesi olduğu için çok ciddiye alıyorum bu turu...
 Her tarafta kütük, ıslak yerler ve taşlar vardı. 3. turu iyi hazırlamışlardı. Düdük sesi duyulunca hemen koşmaya başladım. Başlangıç pek iyi değildi ama, sonra neyin nerede olduğunu ezberledim. Kütüklere bakmadan üstünden atlıyordum artık. Bir ara verdiler. Boğazım çok kurumuştu. Kan ter içinde kaldım. O kadar susamıştım ki, nerdeyse verdikleri su şişesini yiyecektim. Koşu kaldığı yerden devam etti. Yaşasın! bu turu da ben kazanınca 1.000 Penguen Parası'nı ben almıştım. Ama hak etmiştim. Çok yorulmuştum. Yinede sonraki hafta için çalışmaya devam ettim. Crisdog yanıma geldi. Bana nefretli gözlerle bakıyordu. Bu beni çok üzmüştü. Ben onunla arkadaş olmak istiyordum. Ama ben kazandığım için bana sinirlenmişti biraz.
 Sonraki koşuda bakalım neler olacak...
 Devam Edecek...

Bir Penguen Öyküsü (Mini hikayeler:1.Bölüm)

Johny, her zamanki gibi eski şapkası ve yırtık ceketini giyip sokakta yürümeye başladı. Bugün daha sakindi ortalık. Yine bay Tekgöz'ün yanına gidip, dükkanından malzemelerini alacaktı. Tekgöz'e adını bir gözünü küçüklüğünde tek gözünü kaybettiği için verilmişti. Johny, malzemelerini aldıktan sonra iş yerine gitti. Bugün iş yeri
biraz daha yoğun çalışıyordu. Ceketini ve şapkasını asıp, iş kıyafetlerini giyindi. Bay David:
-Hoşgeldin! Bugün biraz daha iş çıktı. Diğerlerine mesailerini çabuk bitireceğime söz vermiştim. Bütün iş sana kalıyor.
Johny:
-Asla olmaz! Bu kadar işe 24 saat yetmez!
-Bugün Çin'den büyük patronum Guo Ming-Shia gelecek. Eğer bizim başarımızdan etkilenmezse mahvolurum! Ne olur bana yardım et!
-Ben Çin'e gidip orada neler oluyor öğreneceğim! Eğer doğru değilse seni şikayet ederim!

Ata 2001 Dünyayı Geziyor! 4. Bölüm: İspanya-3

Yesil Z, adama biraz ilerledi. Adama tam bir şey diyecekken:
-Şşşşt! Benim kim olduğumu asla bilme!
 Yesil Z, gölgelerin sonuna gidince ağzı açıkta kaldı. Tahmin edin, bu kim? Bu DIRECTOR!
-Di-di-di-di..... Director!
 Arkasından Jet Pack Guy ve Rookie belirdi. Ardından Yarr ve Puffle Handler!
Gary:
-HAHAHAHAHAHA! Ay! Nasıl buna kanarsın! HAHAHA! Partiye hoşgeldin!
-Neler oluyor?
-Artık Club Penguin'in gizemi kalmadı! Ayrıca bu 10 yıl ve diğer maceralar şakaydı!
-Y-Yani Fd Pengu yaralanmadı mı?
Puffle Handler:
-Şaka yapmayı kes! Asıl şaka Ata 2001'e!
-Asıl şaka Ata 2001'e mi?
Ardından  Ata 2001:
-Asıl şaka bana mı? Bu bir şaka mı? Ahh! Burda neler oluyor!
Gary:
-Günaydın! Asıl şaka ikinize! Ve bu bir şaka değil!
Herkes:
-Ne!
Ve arkalarından ünlüler belirdi. Bakalım kimler gelmiş! Kurt Angle, Sonic X, Gizmo, Screenhog, Billybob, Happy77, Saraapril, Cena12121, Mimo 777 ve Monchocho belirdi. Ve herkes:
BU GÜN HER ŞEY PARTİSİ!
Devam  Edecek...